Paylaşımın Düşlerle birleştiği nokta !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Paylaşımın yeni adresi !


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Bon Jovi ~~

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1;) Bon Jovi ~~ Cuma Şub. 06, 2009 3:30 pm

Admin

Admin
Administrator
Administrator

Yaklaşık 17 yıl önce New Jersey’de rock dünyasının tozunu atmaya aday 5
genç birbirlerini tanımadan çeşitli gruplarda bu amaca ulaşmaya
çalışıyorlardı. Grubun gelecekteki beyni Jon Bon Jovi, yazdığı sözlere
besteler hazırlıyor ve bunları seslendiriyordu. Bu arada çeşitli
örnekler kaydedip bunları plak şirketlerine gönderiyordu. Her seferinde
değişik gruplarla yaptığı bu kayıtların içinde, 1982’de bir yaz gecesi
kaydedilen "Runaway", Bon Jovi’ye plak şirketleriyle kontrat
imzalamanın kapılarını açacaktı. Detroit, Denver, Tampa, New York ve
Minneapolis gibi kentlerin radyolarında hit olan "Runaway", tanınmamış
Jon Bon Jovi’nin biraz hareketlenmesini de sağlamıştı. Hemen bir bar
grubu toparlayıp kısa süreli bir turneye çıktı. Bu sıralarda grup,
davulda Franke And The Knockout’tan Tico Torres, gitarda ve basta
Message’dan sırasıyla Richie Sambora ve Alec John Such ve klavyede
Jovi’nin uzun süre birlikte çalıştığı David Bryan ile bir EP doldurdu.
Uzun bir ısınma evresinden sonra topluluk bu kadroyla yoluna devam etme
kararı aldı. Hemen ardından da 1983 Temmuz’unda Polygram, gruba kontrat
için şartları bildiren bir cevap yolladı.

Yaz sonunda, Madison Square Garden’da ZZ Top’un ön grubu olarak sahneye
çıktılar. Bu olay onlar için büyük bir başarıydı. Henüz bir şirketle
imza söz konusu değildi. Menajerlik işlerini, Jovi’un uzun süreli ve
yakın arkadaşı Lance Quinn’e verdiler. Quinn, daha önce Lita Ford ve
Talking Heads gibi grup ve santçılarla çalışmış, deneyimli biriydi.
1983 Eylül’ünde topluluk, Doğu kentlerinde Amerika’yı baştan başa
turladı. Böylece canlı gösteri deneyimleri de artıyordu. Grubun ilk
albümü, "Bon Jovi" adıyla, 1984 Ocak’ında çıktı. "Runaway" ve "She
Don’t Know Me" bir anda radyoların gözde parçalarından oluverdi.
Listelerde ise İlk 40’a girme başarısını gösterdi. Daha sonra
"Amerika’nın En Çok Çalışan Grubu" ünvanı ile bir bar turnesine
çıktılar. Turnenin sonunda Scorpions’un ön grubu oldular. Yaz sonu ilk
altın plaklarını aldılar. Alır almaz da, Scorpions ve Whitesnake’in
ortak turnesi Super Rock Tour’un konuk grubu olarak Japonya’ya
gittiler. Kış başlarken, İngiltere ve Avrupa’ya Kiss’in ön grubu olarak
ayak bastılar. Yılın sonunda, albümleri Billboard listesinde
43’üncüydü. Creem dergisinin ilk 10’unda yer alan grubun "Bon Jovi"
isimli bu ilk albümü, Kerrang tarafından "Yılın En İyi Yeni Albümü"
seçildi. Topluluk Japonya’da ise "Yılın Grubu" ödülünü aldı. 1985
Nisan’ında ikinci albümleri "7800 Fahrenheit" geldi. Albümden üç parça
birden ilk 100’e girmişti. Listelerde bir yıldan fazla tutunmayı
başaran bu albümle grup, kısa bir süre içinde, bir altın plak daha
kazandı. Bon Jovi’nin başarısının arkasındaki temel etken, durmaksızın
süren turneleriydi. Japonya, Kanada, Avrupa ve Amerika’da iki yılı
biraz aşan bir süre içinde 450’den fazla konser vermişlerdi. 1986’nın
Ocak’ında üçüncü albümlerinin çalışmalarına başlayan gruptan Jon ve
Richie, Richie’nin annesinin evinde 30’dan fazla parça yaptılar.
Çalışmaları hızlandıran bu gelişme sonrasında, yapımcılığını,
Loverboy’un da yapımcısı olan Bruce Fairbaim’in üstlendiği "Slippery
When Wet" albümü, Kanada’da dokuz haftada dolduruldu ve 16 Ağustos
1986’da piyasaya çıktı. Ancak topluluk, bir ay önce "Dünya’nın En çok
Çalışan Grubu" ünvanıyla turne için yollara düşmüştü bile... Önce
Kanada’da Judas Priest’in ön grubu olarak sahne aldılar. Ardından
Japonya ve Avrupa’da tek başlarına çaldılar. Monsters of Rock festivali
kapsamında Almanya’ya gittiler. Eylül’de Amerika’ya dönerek, albümden
kazandıkları altın ve platin plak ödüllerini aldılar. Ekim’in ilk
haftasında, Amerika’da albüm 1 numaraydı ve 8 hafta orada kaldı.
Albüm’ün ilk 45’liği "You Give Love A Bad Name" bir numaraya yükseldi,
ardından "Living On A Prayer" bir numara oldu ve dört hafta orada
kaldı... Juke Box Association of America tarafından, "Yılın Şarkısı" ve
"Yılın En Çok Çalınan Parçası" ödüllerini aldı. "Wanted Dead or Alive",
MTV’nin ilk 10 sıralamasına girdi ve uzun süre bir numarada kaldı. 1987
Nisan’ında, bir önceki albümleri "7800 Fahrenheit" platin plak ödülü
aldı. "Slippery When Wet", sadece Amerika’da 5 ayda 5 milyon sattı.
1987 yılında bir başka Amerika turnesine çıkan topluluk, 135 kapalı
gişe konserde 2 milyon kişiye çaldı. Birçok ünlü grup ve elemanları
ile, konserlerde birlikte gösteriler yaptılar. Journey, Van Halen,
Kiss, Cheap Trick, Def Leppard, Little Steven, Ted Nugent ve Mötley
Crüe bunlardan bazılarıydı. Yine 1987 Ağustos’unda İngiltere’de
Monsters of Rock festivaline as grup olarak çıktılar. Ağustos sonunda,
çıkışının birinci yılında, "Slippery When Wet", sekizinci platin
plağını da aldı. Turne ise Avustralya’da devam etti. Grup burada da bir
numara idi ve beş platin plak almıştı. Buradan Japonya’ya geçtiler,
Budokan’da beş gece kapalıgişe çaldılar. Turne, 1987’nin Ekim ayında,
Hawai’de son buldu. Grup hiç zaman kaybetmeden Amerika’ya döndü. 30
parçalık yeni repertuarlarından seçtikleri 11 parça ile dördüncü
albümleri "New Jersey"i yaptılar. 1988 Eylül’ünde albüm tüm dünyada
yayınlandı. Amerika’daki tanıtımı ise 18 Ağustos’ta uydu aracılığıyla
gerçekleştirilen bir basın toplantısı ile yapıldı. Bu albümün bir
özelliği de, "Sovyet Melodia" ismi altında çıktığı Sovyetler
Birliği’nde yayınlanan ilk Amerikan rock albümü olmasıydı. Turnenin
bitimi ile, albümün kaydı arasında sadece üç gün dinlenebilmişlerdi.
Buna rağmen bir turneye daha çıktılar. Artık herşeyin mekanikleşmeye
başladığını düşünen grup elemanları bir süre dinlenerek kaybolmaya
başladığına inandıkları eski duygusal yoğunluklarına tekrar ulaşmak
istiyorlardı. Turnenin sonunda, dokuz milyonluk satış yapan albümün
başarısı ile topluluk köşesine çekildi. Bon Jovi ve Richie Sambora’nın
solo çalışmalarının yayınlanması ile olmazsa olmaz "grup dağılıyor"
dedikoduları yayılmaya başladı. Ta ki son albümlerinden dört yıl sonra,
2 Kasım 1992’de beşinci albümleri "Keep the Faith" piyasaya çıkıncaya
dek. Albümden çıkan 45’likler "Keep the Faith" ve "Bed of Roses",
listelerde hızla yükselmeye başladı. Albümün yanısıra "Keep the Faith:
An Evening With Bon Jovi" adını taşıyan bir de video kaset de
yayınlandı. Topluluk 8 Şubat 1993’te son turnelerinden üç yıl sonra,
yine kapalı gişe çaldıkları yeni dünya turnesine çıktı. Bir durağı da
İstanbul, Türkiye olan bu turnede gidilecek yerlerin sayısı her
zamankinden fazlaydı. ABD, Kanada, Avrupa, Japonya, Avustralya,
Meksika, Güney Amerika, Uzak Doğu ve Güney Doğu Asya programlarında
idi. Bon Jovi unutulmaya başlayan ismini eski günlerdeki durumuna
döndürmek istiyordu. Grup sonraki yıllarda, eski heyecan ve ilgiyi
tekrar toplamak için bir dizi çalışma yaptı. 1994’te toplama albümleri
"The Best of Bon Jovi: Cross Road", 1995’te ise, daha önce
yayınlanmayan şarkılarla, "These Days" geldi. Ancak tüm bunlara rağmen,
topluluğun birlikte eskisi kadarçalışmadığı belliydi. Bunun bir sebebi
de Jon Bon Jovi’nin sinema sektöründeki denemeleriydi. 1995’te Whoopi
Goldberg ile birlikte "Moonlight and Valentino"da, 1996’da "The Leading
Man"de, 1997’de ise 45 dakikalık bir film olan "Destination Anywhere"de
başrol oynayan Jon Bon Jovi, 1998’e gelindiğinde beş film birden çekti:
"Homegrown", "Little City", "No Looking Back(Long Time, Nothing New)",
"Love Hurts" ve "Row Your Boat". Şu sıralar müzik kayıtlarına yeniden
başlayan Bon Jovi, beyazperde ve stüdyo çalışmalarını birarada yürütmek
istiyor gibi...

Bon Jovi, yeni çıkan "Sex Sells" albümünün yanısıra "U-571" filmiyle de
meşgul. On yılda beş albüm yapan, sonuncusu dışında toplam 35 milyonun
üzerinde bir satış rak***** erişen, yeryüzünde basmadık toprak
bırakmayan grubu ticari olarak etiketlendirmek yanlış olur. Çünkü
yapısı, yüzeysel değildir. Bon Jovi, kolay ve zevkle izlenen üst
yapısının ardında, müziği alt yapıda geliştirir ve armonik oyunlarla
süsler. Bon Jovi’nin milyonlar satmasının, kalıcı olmasının ve aldığı
sayısız platin plakların sırrı da burada saklıdır.

http://www.rockturk.eniyiforum.org

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz